Ben hamileyken eşim çok güzel bir kitap buldum diye Gün Yayıncılıktan çıkan ‘o tabak bitecek! mi?’ adlı kitabı alıp getirdi bir gün. Getirdiği zaman bir çırpıda okudum ve tamam ben ek gıdaya geçerken bu yöntemi kesin uygulayacağım dedim. Aylar geçti. Doğum oldu. Kaan büyüdü 6 aylık oldu. O ara ben herşeyi unuttum tabi. İçimdeki geleneksel anne hortladı. Pürelere hazırlanıyorum. Nasıl da heyecanlıyım. Organik pazardan patatesimi, havucumu, zeytinyağımı almışım. İlk püreyi yedirirken videoya aldık falan. Neyse 2 gün sonra bizimki 6. ay aşılarını oldu. Gece ateşi çıktı. Ertesi gün kusuyor, öksürüyor. Apar topar doktora gittik. İlaç başladık derken 4-5 gün sonra bronşiyolite döndü bizimkinin hastalığı. Malum bu kış yakalanmayan bebek kalmadı sanırım. Nebülizatörler yok sattı. Bu hastalık döneminde değil yemek, meme bile istemedi. İyileşmesi kendine gelmesi derken bizim ek gıdaya geçme olayı 6.5 aya sarktı. Ben de o ara biraz çevrenin de gazıyla ek gıdayı dayamazsam çocuk vitaminsiz kalacak sanıyorum.6.5-7.5 ay arası geleneksel püre ile besledim çocuğu. Sebze, meyve, yoğurt, kahvaltı..Çocuk yoğurt haricinde herşeye itiraz eder oldu bir süre sonra. Dışarı çıkarken ben strese giriyorum. Yok yemeği yok meyvesi yok osu busu derken evden çıkmak saatler sürüyor. Üstüne üstlük o yanıma aldıklarımdan 3-5 kaşıktan fazla asla yemiyor.
Biraz daha büyük bir kızı olan arkadaşım bir gün ‘Şimdiki aklım olsaydı kesin baby led weaning yapardım’ dedi. Yaa dedim öyle mi? Baksana küçük Hüsamettin gibi bütün gün dizlerimin üstünde kızın peşinde geziyorum yemek yesin diye dedi. Arkadaşım beni ikna etti. İyi ki de etti. Halbuki kitabı okuduğumda da çok ikna olmuştum. İnsan işin içine girince tam bir geleneksel anneye dönüşüyor onu anladım. Azcık daha, azcık daha diye diye çocuğun ağzına yemekleri tıkmaya başlamışım ben kendimden haberim yok..Eve geldim. İnternetten araştırdım. Kitabı birkaç gün arayıp bulamadım. Eve yardıma gelen kadıncağız sağolsun bulamayacağım bir yere kaldırmıştı yine. Tesadüfen buldum. Bir akşamda okuyup bitirdim. Ve ertesi gün başladım.
1 aydır yapıyorum. Kendimi öncesi için resmen suçlu hissettim. Yine sebzeleri, meyveleri organik pazardan alıyorum ama onun tutarak yiyebileceği büyüklüklerde kesip pişirip veriyorum.
Bebeğime güvenmediğim için kendime çok kızdım. Gerçekten çocuk ihtiyacı olan şeyi yiyormuş zaten. Zorlamaya gerek yokmuş. Tabi ilk günden önüne koyar koymaz hart hurt ısırıp yemiyor. Koyduğunuz yemeklerin %90’ı yerlere iniyor. Mıncıklanıp eziliyor. Kulağından yumurta parçası, parmaklarının arasından yeşil mercimekler çıkıyor. Ortalık savaş alanına dönüyor onu baştan söyleyeyim. Ama inanın gerçekten değiyor. Artık yemek zamanlarımız o kadar mutlu, o kadar eğlenceli geçiyor ki anlatamam. Zaten yöntemin amacı 1 yaşına kadar olan süreçte bebeğin karnını doyurmak değil. Bebeğin yiyeceklerle tanışması. Farklı tat ve dokulara aşinalık kazanması vs. Çocuk zaten ek gıdayla tanıştığı 6-8 aylık dönemde hala ihtiyacının çok büyük kısmını anne sütünden veya formül mamadan alıyor. Belki formül mama verenler bir an önce katı gıdaya geçsin de formül mama azalsın diye düşünüyor olabilir ama bu çok yanlış bir yaklaşım. Çocuğun sindirim sistemi henüz o kadar miktarda katı gıdaya hazır olmuyor. Katı gıdalar anne sütü ya da mama kadar yoğun besleyici madde ve kalori içermiyor. Küçük bebeklerin de mideleri küçük olduğundan sağlıklı bir gelişim için konsantre, kolay hazmedilebilir kalori ve besleyici maddeye ihtiyaç duyuyorlar. Bu da anne sütü veya mama demek oluyor. 2003 yılında İngiltere’de artık katı gıdaya başlamanın en düşük resmi sınırı 6 ay olarak belirlenmiştir.
Öncelikle ben bu bloğa bu yazıyı yazıyorum. Siz beni büyük ihtimalle tanımıyorsunuz. Fakat şu kadarını söyleyebilirim çocuk ve bebek bakımı konusunda ciddi araştırmalar yapıp çok kitap okuyup, çok gözlemliyorum. Bu yönteme başladığımda sadece bahsettiğim kitabı değil bu yöntemle ilgili yapılan çalışmaları, araştırmaları, makaleleri de okudum. Bu yazıyı yazmaktaki amacım eğer kafanızda bebeğin kendi kendini beslemesi ile ilgili soru işaretleri varsa, kararsızsanız sizi motive etmek veya bu yöntemi hiç bilmiyorsanız sizi tanıştırmak ve teşvik etmek. Çünkü ben bu yönteme geçtiğim zaman bebeğimin ne kadar mutlu olduğunu gördüğümde kendime baştan beri bu yöntemi uygulamadığım için gerçekten çok kızdım. Sağda solda 6 ay civarı veya biraz daha büyük bebeği olan anneleri gördüğümde bu yöntemden bahsediyorum artık sürekli. Hali hazırda uygulamaya başlamış veya uygulamayı planlayan birçok anne ile tanıştım.
İlk katı gıda yeme deneyimi bebeğin sonraki yıllarda yemek vakti ile ilgili hissedeceklerine etki ediyor ve bu yüzden bu vaktin eğlenceli hale getirilmesi çok çok önemli.
Benim şu zamana kadar Kaan’a bakarken evhamlarımdan kurtulmak istediğim zaman düşünme yöntemim şöyle oldu:
200 yıl önce yaşasaydık nasıl olurdu veya 500 yıl önce? Bebek kendi odasında mı yatardı benim yanımda mı? Benim yanımda. İlk insan gibi düşünmeye çalışıyorum hep 🙂 bu yanında yatma konusu herkesin kendi tercihidir tartışmaya da açıktır, başka bir yazıda yazmayı düşünüyorum ama ben emzirdiğim süre boyunca Kaan’ı yanımda yatıracağım. Dışarı çıkarken mesela, ay çok soğuk çocuk üşür zihniyetini anlamıyorum. Üşüyecek de terleyecek de. İlk insanlar napıyordu arabaları mı vardı, kaloriferleri mi vardı? Kaan doğduktan sonra minicik bir insan yavrusunun içinde ne kadar güçlü bir hayatta kalma, hayata tutunma azminin olduğunu gördüm. Örn. ilk günler acıkınca çılgınca ağlaması. Yani öyle bir düzen ki herşey mükemmel işliyor. Hamileyken karnınızda oluşan o koyu renk çizginin bebeğin doğduğunda annesinin memesini bulsun diye oluştuğunu biliyor muydunuz? Farklı yerlere saptı yine yazı ama burdan bile çocukların aç kalmayacağı sonucuna varabiliriz.
Neyse sonuç olarak ilk insanlar gibi yaşasaydık püre de yapamazdım kaşığımız da olmazdı vs diyerekten bu işe giriştim. Ayrıca internette bir sürü ikna edici video, görsel vs bulabilirsiniz. İnsan görünce gaza geliyor.
Öncelikle uyarayım tek bir dezavantajı var. Ortalık mahvoluyor. Mümkünse mutfakta halledin bu işi diyeceğim ama ailece çocukla masaya oturmanız lazım. Yani bebeği kendi yemek saatlerinize dahil edeceksiniz. Mutfak büyükse şanlısınız. Bizimki değil. Salonda yiyoruz. Ortalık savaş alanı. Başka dezavantajı yok. Yemekten sonra çocuğu komple mama sandalyesiyle banyoya sokmak en iyi çözüm 🙂 Bunun için IKEA mama sandalyesi tavsiye edeceğim. Hem az yer kaplıyor, hem uygun, hem çocuk etrafa hakim oluyor, hem komple çocuğu banyoya sokarsınız. Kayınvalidemin evine IKEA almıştık. Çok rahat ve temizliği çok kolay.
Ayrıca başta bebeğiniz hiçbir şey yemeyebilir. Haftalar sürebilir. Elleriyle mıncıklayıp, oynayıp yerlere atabilir. Ama yemekleri bu şekilde tanıyacak.
Yemekler ziyan olmasın diye mama sandalyesinin altına temiz bir plastik örtü serebilirsiniz. Oradan alıp yine bebeğin önüne yiyecekleri koyabilirsiniz.
En çok merak edilen konu-Bebeğimin boğulma riski var mı?
Hayır boğulmuyor. Kitapta en çok değinilen ve bu yöntemi uygulayan annelerin en çok değindiği nokta bu. Boğulmak ve öğürmeyi birbirine karıştırmayın. Çocuk boğazına kaçacağını hissederse öğürerek hatta bazen kusarak o besini çıkarıyor. Bir gün Kaan sebzeli pizza yerken koca bir karnabahar parçasını ağzına aldı sonra öğürerek çıkardı. Sürekli o öğürme hareketi oluyor. Çocuk onu yapa yapa boğazından gıdaları kendi çıkarmayı da öğreniyor. Böylece duruma aşina oluyor. Hep sıvı veya püreyle beslenen çocuklar bir anda sofra yemekleriyle tanışınca bu duyguya pek aşina olmadıklarından boğazlarına bir şey kaçtığında kendileri çıkarma konusunda çok tecrübesiz oluyor ve panik olabiliyorlar. Bebeğinizin öğürme sırasındaki yüz ifadesini görüp korkmayın. Baştan bu konu hakkında bilgi edinirseniz siz de rahat olursunuz, bebeğiniz öğürünce panik olmazsınız. Fakat yine de BLW’de çocuğu asla yemek ile yalnız bırakmıyorsunuz. Hep yanında olmanız ve gözünüzün üstünde olması şart.
En çok merak edilen ikinci konu-Bebeğim doyar mı ?
0-1 yaş döneminde anne sütü bebeğin vitamin, mineral, protein, yağ, su v.s. ihtiyaçlarını karşılayan tek kaynaktır. 4-6. aylarında bebeğin kilo artışının yavaşlamasının doğal olduğunu ve ek gıdalara başlamak için sebep olmadığını bilmek gerekir. Bu dönemde önemli olan bebeğin ek gıdayla tanıştırılması değil, onun her istediğinde anne sütü veya formül mama ile beslenmesidir. Erken ek gıdaya başlama, özellikle anne sütü yerine verildiğinde, bebeğin besin kalitesini düşürür.Özetle bebeğiniz hala anne sütü veya formül mamayla besleniyor olacak. Katı gıdalar sadece tanışmak için veriliyor. Amaç bebeğinizin 6.aydan sonra yavaş yavaş farklı tat ve dokularla tanışması. Unutmayın her bebeğin ek gıdaya hazır olma zamanı farklıdır fakat bu zaman kesinlikle 6. aydan önce olmamalıdır. lllturkiye.org/…/anne-sutu-alan-bebeklerin-ilk-yl Bu linkten La Leche League’in sayfasındaki çok yararlı bulduğum yazılara da göz atabilirsiniz. Anne sütü ile değil de formül mama ile besleniyorsa bebeğiniz yine aynı kurallar geçerli!
Müdahale yok !
Bu yöntemde çocuğa asla hiçbir şekilde müdahale etmiyorsunuz. Bugün doğru düzgün bir şey yemedi hadi azcık ben yedireyim yok. Ben de içimdeki geleneksel Türk annesini durdurmakta çok zorluk çekiyorum bazen. O fırlatıp attığı tüm yiyecekleri alıp tattırmak istiyorum ‘Ama bak bu çok güzel!’ diye. Ama yapmıyorum. İlk başta haftalarca yememesine hazır olmanız gerekiyor. Yemediği yiyeceklerde ısrarcı olmamanız gerekiyor. Aradan birkaç hafta geçince tekrar deneyin. Kaan 7.5 aylıkken başladı ve yaklaşık 10 gün sebzelere hiç dokunmadı. Zaten sebze pürelerini de sevmiyordu. Sonra bir Pazar kalabalık bir grupla yemek yerken Kaan bir anda havuç, rezene ve patates yemeye başladı. Çok sevindim. O gün bunların haricinde pirzola ve elma da yedi. Yedi derken yanlış anlamayın. Çocuk hapur hupur silip süpürmüyor. Birer ikişer ısırık gibi düşünün. Zaten midesi yumruğu kadar. Bu detay da aklınızın bir köşesinde bulunsun. Aç kaldığını düşünmeyin yani.
Yoğurt ve Çorba meselesi
Bu yönteme başladığımda en çok aklıma takılanlardan biri de yoğurt meselesiydi. Yoğurdu kendim mayalıyorum evde. Peki kaşık tutmayı bilmeyen bebek yoğurdu nasıl kendisi yiyecek veya çorbayı nasıl içecek? Orda devreye siz girebiliyorsunuz. Ben kaşığa yoğurdu koyup Kaan’a gösteriyorum. O eliyle kaşığı tutup ağzına götürüyor. Bu şekilde o istemeyene kadar devam ediyoruz. Ben kaşığı hala ucundan tutuyorum. Ama yönlendirmiyorum. Sağa sola dökülüyor, üstüne başına dökülüyor ama yapacak birşey yok. 6-7 ay sonra çok rahat edeceğimizi biliyorum. Çorbayı da aynı şekilde veriyorum. Tabağın dibinde kalanlarla oynamasına izin veriyorum. Yoğurt kasesini alıp kafasına dikiyor, sağını solunu ısırıyor, yalıyor. O kadar mutlu oluyor ki yemek yerken bu herşeye değer bence. Yemek saatlerinde aramızda oluşan gerilim sıfıra indi. O da ben de çok mutluyuz. Keşke 6. ayda başlasaymışım diyorum hep ama zararın neresinden dönsem kar. Dışarı çıktığımızda da çok rahatım. Yanımda elli bin tane tabak çanak gezdirmiyorum. Gittiğimiz yerlerde haşlanmış sebze veya et istiyorum onun için. Veya geçenlerde sebzeli pizza yedik beraber. Meyvesini alıyorum yanıma. Bir kaç tane atıştırmalık kuru kayısı vs. Onlarla da oyalanıyor. Restoranlarda kalabalıkta saatlerce sıkılmadan mama sandalyesinde oturuyor. Çünkü yemek artık onun için birşeyleri deneyimleme, oyun oynama, yeni şeyler keşfetme zamanı.
2004 yılında The American Dietetic Association’da yayınlanan Developmental Milestones and Self-Feeding Behaviors in Infants and Toddlers adlı çalışmada 4 aydan 24 aya kadar çocuklar izlenmiştir. Kendi kendini besleyen bebeklerin (7-14 ay arasında), kendi kendini beslemeyenlere oranla daha fazla enerji verici ve besleyici yiyecek yediği tespit edilmiştir. Bebekler aynı zamanda kalori, protein, karbonhidrat, yağ, çinko, magnezyum, folik asit, vitamin B6, B1 ve B3 alımı açısından karşılaştırılmış ve bu değerler kendi kendini besleyenlerde daha yüksek çıkmıştır.
Bu yöntem aklınıza yatıyorsa doktorunuza danışıp mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum.
Sevgiler