Etiket arşivi: emzirme

Büyük oğlum 15 aylıkken yazmışım :)

Merhaba Anne,

Bu yazıyı güncellerken artık iki çocuk annesiyim ve yine uykusuzum. Ama biraz olaylara bakışım değişti. Uykusuzluk arada çok fena vursa da o anlarda biliyorum ki çocuklarımın bu anlarını sadece bir kez yaşıyorum. Yorucu da olsa bu günler çok güzel günler. Bebek kalmayacaklar. Bu tontiş elleri ayakları çok özleyeceğim. Koca koca adamlar olup karşımda oturduklarında onlara arada bebekliklerinden bahsedeceğim çok sıkmadan 🙂

Olaylara bakışımın değişmesi için aradan 4 sene geçmesi, ikinci bir çocuğumun olması ve bol bol kitap okumam gerekiyormuş. Fakat en etkili şey tabi ki ikinci kez anne olmak oldu.

Artık hiç bir dönemin kalıcı olmadığını, çocukların sürekli bir değişim içinde olduğunu biliyor ve hem güzellikleri hem zorlukları geldikleri gibi yaşamaya çalışıyorum. İlk çocukta insan ister istemez bazı olayları gözünde büyütüyor. Ne de olsa bir sonraki adımı tahmin edemiyoruz yepyeni herşey..

Çok uzatmadan geçen gün okuyup çok beğendiğim bir yazıyla bu girişi noktalamak istiyorum. Kimin söylediğini ya da yazdığını hatırlamıyorum ama söylenmiş en doğru şey

İyi haber, hepsi geçecek. Kötü haber, hepsi geçecek..

Kaan 15 aylıkken..

Son 15 ayda hayatımda neler mi değişti?

Öncelikle her anne gibi uykusuzum..Çook uykusuzum. Yani bedenim uyanık ama beynim uyuyor diyebilirim. Ama artık öyle bir hayatıma girdi ki o uykusuzluk o da benim bir parçam oldu 🙂 minimum uyku ile yaşıyorum..nasıl mı yaşıyorum? bilmiyorum oluyormuş işte. 15 aydır kaç kez bölünmeden 7-8 saat artarda uyudum gerçekten bilmiyorum.

Her anne gibi her insana bu da bir zamanlar bebekmiş gözüyle bakıyorum. Hatta bazılarına bakıp bakıp bu nasıl bir zamanlar bebek olabilir, nasıl o kadar masum olabilir diyorum. Bundan bebek olmaz ya diyorum sonra. Bu böyle doğmuş olmalı diye vazgeçiyorum sonra o düşünceden.

Önceden de çok oyalana oyalana alışveriş yapan bir tip değildim ama şu an en büyük markette, pazarlarda bile ışık hızıyla alışveriş yapıyorum. Yanımda biri varsa oyalana oyalana alışveriş yapıyorsa hemen ortamdan uzaklaşıyorum. Boşa vakit harcamaya hiç dayanamıyorum bu aralar.

Sabırsız bir insandım zaten, şu ara sabır konusunda en üst mertebelere ulaşmış olabilirim. Alışverişte hızlanmam sabırsızlık değil vaktimin olmayışı ve oğlumun canını oralarda sıkmak istemeyişim. Sabır konusuna dönersek mütemadiyen ısırılıyorum. Kollarım morarıyor. Yüzümün en hassas yerleri oğlumun gıcırdayan dişlerinin arasında eziliyor. Gecenin bir yarısı emzirirken uyku ortasında biri boynumu çimdikliyor hem de durmadan. Elini çekince ağlayarak uyanıyor. Başkası bunları bana yapsa başına neler gelirdi bilmiyorum.

Çok uzun süredir şöyle yayıla yayıla uzun bir vakit aralığında sıcak bir yemek yemedim. Bu aralar en büyük hayalim bir akşam dışarı çıkıp uzuuun uzuuun yemek yiyip birileriyle uzun uzuuun sohbet edip eve geç gelip ertesi gün öğlene kadar uyumak. Aslında ne kadar basit ve kolay bir hayal değil mi?

Normal hayatlarında insanların rutin olarak yaptıkları şeyleri özlüyorum. Sabah kalkıp giyinip makyaj yapıp kaygısızca işe gitmek veya dışarı çıkmak.

Beynimi esir almışlar sanki. Aklımın yüzde 90 ı hep meşgul. Çoğu zaman karşımdaki kişinin anlattıklarının çoğunu dinleyemiyorum. O an ya gözlerimle takipteyim ya koşuyor ya da yerlerde sürünüyor oluyorum.

Lenslerimin 1 hafta önce süresi doldu hala kullanıyorum.

Kuaför ve benzeri yerlerde de vakit kaybetmemek adına kendi kendime takma kirpik takmayı ve oje sürmeyi öğrendim. Kuaför demişken boyadır manikürdür onları da denk gelirse yaptırıyorum işte…bir ara şu bıyıklarımı alsam fena olmayacak sanırım 😛

Kısacık bir uyku saatine ev toplama, internette sörf yapma, yerleri silme, kahve içme, oğlumun dolabını düzenleme, kitap okuma, tuvalete girme, telefon görüşmelerini yapma gibi aktiviteleri sığdırmaya çalışıyorum. Bazen 1 tanesini bile bitiremiyorum.

Kucağımda 11 kiloyu kolum uyuşana kadar taşıyabiliyorum.

Anneler yalnız değilsiniz 🙂

Gelecekten not : Hepsi geçiyormuş, uykular geri geliyor, yemekler yeniyor, ne zaman konuşacak diye gözlerinin içine baktığımız bebeklerimiz büyüyüp bizi günde 1500 kere NEDEN sorusuna maruz bırakıp hayatı sorgulamaya başlıyormuş 🙂

FLORÜR HAKKINDA AÇIKLAMA

Günlerdir görsel ve yazılı basında florürle ilgili gerçeği yansıtmayan bilgiler dolaşmaya başladı. Hatta facebookta çok iyi eğitimli bir kaç arkadaşım da (diş hekimi değiller) bu yazıları paylaşınca bana cevap yazma hakkı doğmuştu. Fakat Diş hekimleri birliği benden önce davrandı ve bir durum raporu yayınladı. Raporu buraya en bilimsel haliyle ekleyeceğim. Fakat bilmenizi istiyorum ki bizim kullandığımız miktarlardaki florür kesinlikle zeka geriliği veya herhangi bir sağlık problemine sebep olmaz. Etrafta dolaşan haberlerdeki bilimsel araştırmalarda çok yüksek toksik dozda florür içeren içme suları kullanılmıştır. Diş hekimliğinde uygulanan oral florür kaynakları asla toksik dozda florür içermez. Florür çürük engelleme açısından dünyanın en gelişmiş ülkelerinde rutin olarak kullanılan bir iyondur. Dolaşan haberlerde Avrupa ve Amerika’da yasaklandığıyla ilgili bilgiler bile var. Alakası yok arkadaşlar. Oradaki diş hekimleri duysa üstümüze güler. Yani bu tarz haberleri bilip bilmeden sırf sansasyon yaratmak için ortaya atan zihniyetleri anlayamıyorum. Çocuğunuza florürlü diş macunu kullanın. Diş hekiminize düzenli olarak koruyucu flor uygulamalarını yaptırın. İleride pişman olmayın. Söz konusu haberlerde kullanılan toksik dozlarda hangi materyali kullansanız deney farelerinde sağlık problemine yol açarsınız.

Florürü sevin sevdirin 🙂

Durum raporu

BEBEKLERDE DİŞ SÜRMESİ

article_baby_teeth

   Süt Dişlerinin Sürme Sırası

distablo

Süt Dişlerinin Sürme Zamanları

Yukarıdaki tabloda belirtilen sürme zamanlarında 6 aylık sapmalar olabilir. Sürme zamanları ortalaması alınarak hazırlanmıştır.

 

Bebeklerde diş sürmesi dişlerin ve çenelerin büyüme ve gelişme süreci ile ortaya çıkan fizyolojik ve doğal bir olay olmasına rağmen çocuklarda özellikle süt dişlerinin sürmesi esnasında bazı lokal, bölgesel ve genel sorunlarla karşılaşılabiliyor.

1-Lokal sorunlar

Süt dişleri sürmeden önce ağız içinde dişin süreceği yer kızarık ve kaşıntılıdır. Bebekler bu dönemde o bölgeleri kaşımaya çalışırlar. Ellerine geçen herşeyi kemirmeye çalışırlar. Çünkü dişin süreceği bölgede histamin artışı olmuştur. Fakat bu dönem çoğunlukla oral dönem ile de karıştırılır. Konumuz diş, psikoanalitik kısma çok girmeyeceğim 🙂 Fakat gelişimin oral dönemi olduğu için ilk 18 ay hatta 24 ay çocuklar nesneleri ağızları ile tanımaya çalışırlar. Yani 3 aylık bir bebek ellerini sürekli ağzına götürdüğünde bu dişi çıkacak manasına gelmez, ellerini ağzıyla tanımaya çalışıyor demektir. Elleri sürekli ağızda olduğundan salya akışı da artmış olabilir. Diş sürme ayları ile ilgili tabloyu aşağıda paylaşıyorum. Doğumdan itibaren 2 yaşına kadar çocuklar nesneleri ağızları ile de tanımaya çalıştıkları için her daim çevredekiler tarafından diş çıkarıyor diye yorumlanıyor. Neyse ki öyle değil 🙂

 

2-Bölgesel Sorunlar

Tükrük artışı , göz yaşarması, yanaklarda dermatit (kızarıklık bazen hafif döküntü), deri döküntüleri 

3-Genel Sorunlar

İştahsızlık, ağlama, uyku bozuklukları (çoğumuzu en çok etkileyen kısım bu sanırım 🙂

Kaşıntı ve ağrıdan kaynaklanan uyku bozukluları ve iştahsızlık çocukların vücut direncinde düşmeye sebep olabilir. Bu direnç düşmesine bağlı ateş, kusma, ishal, öksürük ve solunum bozukluklarının da sürmeden kaynaklandığı düşünülüyor fakat bu doğru değildir. Araştırmalar bu belirtilerin uzun süren dişlenme döneminde rastlantısal olduğunu göstermiştir ve fizyolojik yani doğal bir olay olan diş sürme ile ilişkilendirilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür. Yani diş sürmesi ateşe veya ishale sebep olmaz. Fakat o sırada bebeğin geçiriyor olduğu bir enfeksiyon dişlerin sürmesini hızlandırabilir. Bu da diş sürdüğü için ateşi çıktı veya ishal oldu diye yanlış yorumlanabilir.

images

Halk arasında sanıldığı gibi kalsiyum fazlalığı, anne sütünün uzun süre alınması, annenin hamilelikte kalsiyumdan zengin beslenmiş olması bebeklerde süt dişlerinin erken sürmesine veya bunların az alınması geç sürmesine sebep olamaz. Bebeklerde süt dişlerinin sürme zamanlarının değişkenlik göstermesi sadece aşağıdaki faktörlere bağlıdır ;

Süt Dişi Erken Sürme Nedenleri 

1-Irsiyet: Herşeyde olduğu gibi yine burada da en baskın faktör genlerimiz. Yani annenin veya babanın diş sürme zamanı çocuğu da etkiler. Annesinin dişleri 4. ayda sürdüyse bebeğin de o aylarda diş çıkarması gayet doğaldır.

2-Enfeksiyon hastalıkları: Geçirilen bazı enfeksiyonlar diş sürme hızını arttırabilir

3-Endokrin bozuklukları: Özellikle bazı hormonların (hipofiz, tiroid) fazla salgılanmasında diş sürmesi hızlanır.

Süt Dişi Geç Sürme Nedenleri

1-Irsiyet: Genetik olarak yine anne babadan birinin dişleri geç sürmüşse bebeğin de dişleri geç sürebilir (Burada geç demek ilk süt dişinin 1 yaş civarında artık sürmüş olması demektir. 1,5 yaşında bir bebeğin hala dişi yoksa muhakkak diş hekiminize görünmelisiniz.)

Down sendromu veya cleidocranial displazi gibi ırsi hastalıklarda geç diş sürmesi görülür. Down sendromlu bebeklerde ilk süt dişinin sürmesi 2 yaşını bulabilir ve süt dişlerinini tamamlanması 5 yaşına kadar sürebilir.

Down-Sendromu_kucuk

 

2-Vitamin eksikliği: Özellikle D vitamini eksikliğinde sürme gecikmesi görülür.

3-Hormonal bozukluklar: Büyüme hormonu eksikliğinde diş sürmesinde gecikme görülür.

4-Uzun süreli enfeksiyonlar 

5-X ışınları: Hamilelikte annenin veya bebeğin maruz kaldığı radyasyon tedavileri

6-Süt dişlerinin ağız içindeki durumuna bağlı bazı nedenler: Alttan sürekli dişin gelmeyecek olması, sürme kistleri vb durumlar.

Bazen dişlerin sürme yolunda kılcal damarların yırtılması sonucu mavi mor renkli şişlik şeklinde kendini gösteren kistler oluşabilir. Bunlar sürme kistleridir. Bunlar parmakla veya temiz nemli bir bezle masaj yaparak ortadan kaldırılabilir.

Yukarıda da belirttiğim gibi diş sürme zamanında  en belirleyici faktör genleriniz sonra da diğer belirttiklerimdir. Eğer sizin veya eşinizin dişleri 1 yaşında çıktıysa bebeğinizin de dişlerinin geç sürmesi çok normaldir. Nasıl göz rengi, elleri, saçları ikinizden birine benzediyse dişleri ve sürme zamanları da size benzeyecek 🙂

Bizim 4 tane azı dişimiz kaldı. Darısı diğer bebeklerin başına diyorum ve rahat huzurlu uykular diliyorum bütün bebeklere ve annelere 🙂

images-2

 

BLW de son durum..Kaan 20 aylık

Kaan 20 ayını doldurdu. Kaan ilk çocuğum olduğu için BLW ye başlarken benim için herşey sürprizdi. Yani ne zaman kendi güzelce yiyecek karşılıklı oturup şöyle güzelce yemek yiyeceğiz bilmiyordum. Ama bildiğim birşey vardı. Kaan’a güveniyordum. Onun kendini aç bırakmayacağını biliyordum. Hasta olduğunda 1 hafta boyunca anne sütünden başka hiç birşey istemediğinde onu zorlamadım. Teklif ettim ama ısrar etmedim. Hatta başıma şöyle birşey geldi. Kaan grip olmuştu ve iştahı yerinde değildi. O akşam somon yapmıştım. Kaan 16 aylıktı. Yemek istemedi ben de günlerdir pek birşey yememiş olmasına rağmen ısrar etmedim. O akşam eşimle ben somondan zehirlendik ve hastanelik olduk. Çok bilinen  ve çok işlek bir market zincirinden almıştık somonu. Bu bana yine bir ders oldu. Kaan yeseydi ve o da zehirlenseydi ne yapardık bilmiyorum, düşünmek bile istemiyorum. İyiki hastaymış iyiki yememiş demekten başka birşey yapamadım. Her neyse gelelim son duruma.

Kaan iştahsız bir çocuk değil fakat öyle çok iyi yemek yediği de söylenemezdi. Aylarca kahvaltı yapmak istemedi. İştahı saat 15:00 ten sonra açılıyordu. Akşam yemeklerinde yiyordu sadece. Onun dışında gündüz meyve, kuruyemiş vs den başka pek birşey yemiyordu. Arada bana da geliyorlardı tabi. 7 aydan sonra başladığım BLW de 15-16 ay civarı zaman zaman pes edip yedirmeye çalıştım. Ama Kaan bu duruma alışık olmadığı için benim elimden ya da başkasının elinden yemek istemedi tabi. Bir iki denemeden sonra yanlış yaptığımı anladım ve devam etmedim. Kaan şu an 20 aylık ve hala anne sütü alıyor. Bu zamana kadar kahvaltı yapmak istemeyişi ve akşama kadar acıkmamasının nedenini buna bağlıyorum. 3 haftadır gündüz anne sütü vermeyi kestim. Sadece gece uyuturken ve arada uyandığında veriyorum. Sabahtan gece uyuyana kadar hiç yok. Bunu yapmamın sebebi aslında Kaan’ı yavaş yavaş alıştırarak memeden kesmek istememdi. Bir anda pat diye kesmek istemiyordum. Önce gündüzleri azaltıp tamamen kestim. Biraz bu şekilde devam edip geceleri de azaltıp 1-2 ay içinde tamamen kesmeyi düşünüyorum. Gündüz anne sütünü kesişimin 10. gününde çok güzel bir şekilde kahvaltı etmeye ve gündüz daha fazla yemeye başladı. Önce tesadüf sandım fakat baktım her gün böyle. Artık kahvaltıda omletini, peynirini, zeytinini yiyor. Süt içiyor.

Ayrıca uzun bir süredir akşam yemeklerini kendisi yiyor. Çorbasını içiyor, yemeklerini yiyor. Tabi ortalık hala mahvoluyor (eskisi kadar olmasa da). Kaan 19.aydan sonra yemekleri çok daha zevkle yemeye başladı. Akşamları kendisi mama sandalyesine oturmak istiyor. Hadi oturalım yiyelim diyor bana işaretlerle. Gün içinde teklif ettiğim hemen hemen herşeyi yemek istiyor. Yani anlayacağınız ben BLW nin meyvelerini toplamaya başladım sevgili anneler. Beraber masaya oturmak, karşılıklı yemek yemek, onun karşımda çorbasını zevkle kaşıkladığını izlemek aşamasına geçtim çok şükür. Hepinizin de bir an önce bu aşamaya geçmesini diliyorum. Fakat şunu da yazmadan geçemeyeceğim. İkinci çocuğum olursa daha sabırlı olup daha da akışına bırakacağım. İnsan yabancı olduğu, bilmediği, önünde örneğini görmediği birşeyi denediği zaman ister istemez sonunda ne olacak yanlış mı yapıyorum doğru mu yapıyorum diye endişeleniyor. Tavsiyem yine her zaman çocuğunuza güvenin olacak.

Son olarak da çocuğunuzun iştahını açmak için birkaç öneri 🙂 

1-Mutfakta birlikte vakit geçirin. Beraber kurabiye yapın veya yumurta çırpmanıza bile yardım etmesine izin verseniz çok mutlu olur. Yemeklerin hazırlanmasına katkıda bulunmak çocuğunuzun iştahını açar.

2-Kendinden büyük yemek yiyen çocuklarla bir araya getirin. Diğer çocukların yemek yediğini görmek çok büyük bir etki yaratıyor ve iştahları açılıyor.

3-Yemek yerken dökecek, saçacak diye strese girmeyin. Sözlü ifade etmeseniz bile yüz ifadenizi de değiştirmeyin. Bırakın dökülsün. Çocuğunuzdan önemli mi. Ağzını yüzünü sürekli silmeye çalışmayın. Kendinizi onun yerine koyun. Siz yemek yerken biri gelip habire oranızı buranızı silmeye çalışsa rahatsız olmaz mısınız? En son yemek bitince tek seferde temizlersiniz.

4-Başkalarına çocuğunuzun yemek yemesi ve iştahı ile ilgili onun yanında negatif şeyler anlatmayın. Çocuğunuz konuşamasa da çoğu şeyi anlıyor.

5-Yemek yerken hadi ye, bunu da ye, bak bu da varmış o da varmış, ay bu da çok güzelmiş mmmmm demeyin ve acele ettirmeyin. Siz kendi yemeğinizi yiyin. O da sizden bakıp yiyecek istediği zaman. Bazı çocuklar zamana yaymayı yavaş yavaş yemeyi seviyor. Bizim kadar hızlı yemesini zaten beklemeyin.

6-Mutlaka bir yemek rutini oluşturun. Yani masa düzeniniz olsun, hep birlikte günün belli saatleri masaya oturun. Yemeği biten hemen kalkıp gitmesin. Bebeğiniz yavaş yediği için sizden daha fazla masada oturması gerekebilir ve diğer aile bireylerinin masadan hızlıca kalkması hoşuna gitmez.

7-TV, hareketli müzik yemek vaktinde kapanmalı. Fonda sakin bir müzik çalabilirsiniz ama birbirinizi duymanıza engel olmamalı.

 

BLW DE 10 ALTIN KURALIM

BLW’de (Kendi kendini beslemede ) 10 altın kuralım

1-Bebek yiyecekleri denerken dik bir şekilde oturtun ve sırtını destekleyin.

2-Tutulması kolay yiyecekler verin. Yiyecek avuçlarından taşacak. Parmak besinler deniyor bunlara. 5-6 cm uzunluğunda parmak kalınlığındaki besinler bebeğin en kolay tutabileceği şekilde oluyor. Bir de benim deneyimlediğim kaygan veya ıslak olmamalı kesinlikle. Kağıt havluyla nemini alabilirsiniz. 

3-Açken ve uykuluyken masaya oturtmayın. Emzirmiş olun veya mamasını vermiş olun. 

4-Bebeğinizi acele ettirmeyin. Bizim evde yemek saatleri 1 saati geçiyor. Dışarıda veya kalabalık ortamlarda bu büyük avantaja dönüşüyor. Herkes yemeğini yerken çocukta yemeğiyle oyalanıyor ve hiç sıkılmıyor. Sosyalleşiyor.

5-Yiyeceği bebeğin ağzına koymayın (yeltenen yardımseverlere de izin vermeyin) Şu an Kaan sinirleniyor birisi ağzına bir şey koymaya çalıştığında 🙂

6-Yiyeceği miktarı bebek kendi belirlesin. Daha çok yesin diye ikna etmeye çalışmayın. Bu yöntemin amacı bebeğin oto-kontrolünü de elinde tutmasıdır.

7-Yemek saatlerinde ailece masaya oturun. TV kesinlikle açık olmasın. Bebek de sizin yediğiniz yemeklerden yesin. Sizi taklit ederek öğrenecek unutmayın. Kaan hep bizim yediğimiz yiyeceklerin aynısını yemekten mutlu oluyor.

8-İki de bir bebeğin ağzını yüzünü temizlemeye çalışmayın. Bırakın tatsın, dokunsun, vıcık vıcık yapsın, kirletsin. En son temizliği tek seferde yaparsınız.

9-Bebeği yemekle asla yalnız bırakmayın.

10-Bir sağlık danışmanından, en iyisi çocuk doktorunuzdan mutlaka tavsiyeler alın.

image3

Kaan 16 aylıkken yazıp paylaşmayı unuttuğum bir yazı..BLW ile ilgili tabi ki :)

BLW macerasına başlarken beni nelerin beklediğini hiç bilmiyordum. Hatta ek gıdaya başlarken beni nelerin beklediğini bile bilmiyordum. Kaan ilk bebeğim olduğu için ve BLW ile bir kitap sayesinde tanıştığım için yaşanacak herşey benim için süprizdi. Tek bildiğim bir elimde kaşık bir elimde tabak dizlerimin üzerine çökmüş vaziyette çocuğumun peşinde dolaşmak istemediğimdi. Yaptım mı peki? Anne tarafımın Avrupalı genleri bu konuda ağır basamadı, evet Küçük Hüsamettin tiplemesi gibi Kaan’ın peşinde elimde tabakla 1-2 kez de olsa gezdiğim oldu.

İlk ek gıdaya başladığım zaman Kaan yoğurda bayılıyordu. Hiç birşey yemese yoğurdunu mutlaka yiyordu. 1 yaşına bastı ve ani bir kararla yoğurt yemeyi bıraktı. Hem de tamamen reddetti. Ayran haline getirip vermek güzel bir seçenek mesela. Ama o yöntem Kaan’da işe yaramadı.

BLW’DE YOĞURT VE ÇORBA

BLW’de yoğurt ve çorba nasıl veriliyor diye bir soru oluyor hep. Evdeyken önüne koyuyordum, döke saça parmaklarını yalaya yalaya bazen de kafasına dikerek yiyordu veya içiyordu. Çorbalarda ben 14. aya kadar yardım ettim. Ona bir kaşık verin siz de bir kaşık alın yardım edin. Şu an 16 aylık olmak üzere ve kendi kaşıkla yiyor. Bazıları çorbayı içecek gibi bardak ya da kupada verebiliyor ama o şekilde bebeğiniz kaşık kullanmayı daha geç öğrenir. Siz yardım ederken kendinizi bebeğinize bütün çorbayı içirmeye çalışırken bulmayın yeter 🙂 O içgüdüler çok çabuk ağır basıp kontrolü ele almak isteyebiliyor 🙂 Çocuk yemek isterse gerçekten her şekilde yiyor. Yemek istemezse de hiç bir şekilde yediremezsiniz. O yüzden kendinizi bu konuda hiç sıkmayın. Ne bebeğiniz strese girsin ne de siz.

Ben yoğurt yapma makinası almıştım. Esse’nin kendi basit bir makinası vardı 59 tl idi. Sene 2015 tabi 🙂 O çok işime yaradı. Almayı düşünenler için yazayım dedim. Kendiniz de evde çok basit bir şekilde yapabilirsiniz yoğurdu ama anne olunca bir sürü ıvır zıvır işinizin arasında onla uğraşmak istemiyorsanız alın derim. Akşamdan sütleri kaplara boşaltıp mayaladıktan sonra tuşuna basıyorsunuz sabaha hazır. Kendi 7 adet kabı var. Bir yere giderken de çantaya atıp çıkıyorsunuz. Tabi dışarıda da kendi yemek istiyordu. Ben de hem ona hem kendime kaşık alıyordum. Bir yandan o yiyordu bir yandan ben yediriyordum. Birkaç kez o yoğurt kaplarının cafelerde yerlere düşüp paramparça olmasından ve insanların üstünün başının yoğurt olmasından sonra yoğurdu genelde evde vermeyi tercih ettiğimi belirtmemde fayda var 🙂

BLW ye 7,5 aylıkken başladım. Şu an 16 aylık olmak üzere. Bu süre içinde et, tavuk ve balık dışında sevdiği yiyecekler genelde hep değişti. Bir de salatalıkla zeytin var onlar da demirbaş 🙂

Evet gelelim bizde BLW de son duruma. Kaan şu an tek başına kahvaltısını yapıyor,ara öğünlerini ve yemeğini yiyor. AMA hasta değilse. Ek gıdada karşınıza çıkacak en büyük zorluk hastalıklar! Sadece ek gıdada da değil. Uykular haram oluyor, çocuklar mızmız oluyor, annelerin gücü tükeniyor ama hastalıklar biz anne babaları ne kadar üzse de bu işin bir parçası ve bebeklerimizin bağışıklıklarının güçlenmesi için gerekli olan birşey. Ve tam bu ek gıdaya geçiş dönemlerinde çocuklar hasta oluyor engel olamıyorsunuz. Çünkü başka bebeklerle iletişime geçiyorlar, artık sosyalleşiyorlar.

ÖZET OLARAK TECRÜBELERİMİZ

Kaan 1 yaşına kadar öyle ahım şahım yemekler yemedi. Sabah kahvaltısından annesinin aksine uzunca bir süre nefret etti. Sabah kahvaltısını biraz biraz 13. aydan sonra yemeye başladı. Yumurtayı biraz ve tereyağı katarak omlet yapıyorum. Sadece o şekilde seviyor. Ara öğün olarak meyve ve yoğurt yedi. Yoğurdu 1 yaşından sonra ani bir kararla bıraktı. Bir de akşam yemeğini seviyor. Yani günlük 3 öğünden oluşuyor beslenme şekli. Bunların arasında en iştahlı yediği akşam yemeği oluyor. Hatta günlerce bütün gün birşey yemeyip sadece akşam yemeği yediği oluyordu (Hasta olduğu zamanlardan bahsetmiyorum bu arada. Grip, nezle ya da mide bağırsak enfeksiyonu olduğunda yaklaşık 5-6 gün anne sütü dışında hiç birşey girmedi midesine). 9. aydan sonra akşam yemeklerinde yumuşak et, tavuk, balık, sebzeler, pilav, makarna, erişte, çorbalar aklınıza gelebilecek her türlü sofra yemeği verdim. Tabi 1 yaşına kadar tuzsuz. Onun yemeklerini ayırıp sonra kendi yemeğimize tuz kattım.

SABIR İŞİ

BLW gerçekten sabır işiydi. Bazen karşısında oturup defalarca yemeklerle oynayıp oynayıp elleriyle mıncıklayıp ortalığı savaş alanına çevirmesini izliyorsunuz. İşin kötüsü defalarca hiçbir şey yemeden kaldırıp götürüp onu banyoya sokuyor ortalığı temizliyorsunuz. Defalarca. Ama 1. doğum gününde çatalla kendi pastasının tadına baktığında onunla gurur duyuyorsunuz. Ya da 14-15 aylıkken çatalıyla yemekleri büyük bir dikkatle ağzına götürürken ve kendi başına çatal kaşık kullanmanın gururunu bebeğiniz yaşarken siz mutluluktan havalara uçuyorsunuz. Herşeyi bırakıp saatlerce onun yemek yemesini izlemek istiyorsunuz. 15 aylık bebeğiniz kaşıkla çorbasının tanelerini ayırıp yerken motor becerilerinin ve özgüveninin geldiği nokta tüm o zahmetlere değmiş dedirtiyor size. En güzeli de bebeğiniz açsa oturup sizle kendi yemeğini yiyor. Yetişkin bir birey gibi.

Dip not: Bu yazıyı Kaan 16 aylıkken yazıp kaydetmişim fakat paylaşmamışım. Kaan şu an 3 yaşını geçti. Sabah kahvaltılarını ne zaman yapmaya başladı biliyor musunuz? Emzirmeyi bıraktıktan sonra yani 2 yaşında 🙂 Anne sütü zaten çocukları fazlasıyla doyurduğu için ek gıda döneminde az az yemek yiyorlar ve bu çok normal. Emzirmeyi bıraktığımız gece Kaan beni kaldırıp buzdolabına götürdü, gece saat 2 civarında! Dolapta karşısına çıkan kaşar, domates, zeytin artık ne bulduysa bunları istiyorum dedi. Hepsini çıkardım. Buzdolabının önüne oturup ekmek, peynir, domates yedik beraber. Ondan sonra yaklaşık 2 ay boyunca gece uyumadan önce hep 1 dilim ekmek yemek istedi. Akşam yemeği yemiş olmasına rağmen. Emzirdiğim dönemde ekmek neredeyse hiç yemezdi, hiç bir öğünde. Yani kısaca diyorum ki çocuklara kendilerini, vücutlarını dinlemeyi öğretirsek onlar kendi ihtiyacı olan şeye yönelip zaten yiyorlar. Abur cuburdan bahsetmiyorum tabi ki! Nolur çocuklarınızı abur cuburla tanıştırmayın, tanıştırılmalarına izin vermeyin..

Sevgilerimle

BEBEĞİN KENDİ KENDİNE YEMEK YEMESİ (BLW)

image6

Ben hamileyken eşim çok güzel bir kitap buldum diye Gün Yayıncılıktan çıkan ‘o tabak bitecek! mi?’ adlı kitabı alıp getirdi bir gün. Getirdiği zaman bir çırpıda okudum ve tamam ben ek gıdaya geçerken bu yöntemi kesin uygulayacağım dedim. Aylar geçti. Doğum oldu. Kaan büyüdü 6 aylık oldu. O ara ben herşeyi unuttum tabi. İçimdeki geleneksel anne hortladı. Pürelere hazırlanıyorum. Nasıl da heyecanlıyım. Organik pazardan patatesimi, havucumu, zeytinyağımı almışım. İlk püreyi yedirirken videoya aldık falan. Neyse 2 gün sonra bizimki 6. ay aşılarını oldu. Gece ateşi çıktı. Ertesi gün kusuyor, öksürüyor. Apar topar doktora gittik. İlaç başladık derken 4-5 gün sonra bronşiyolite döndü bizimkinin hastalığı. Malum bu kış yakalanmayan bebek kalmadı sanırım. Nebülizatörler yok sattı. Bu hastalık döneminde değil yemek, meme bile istemedi. İyileşmesi kendine gelmesi derken bizim ek gıdaya geçme olayı 6.5 aya sarktı. Ben de o ara biraz çevrenin de gazıyla ek gıdayı dayamazsam çocuk vitaminsiz kalacak sanıyorum.6.5-7.5 ay arası geleneksel püre ile besledim çocuğu. Sebze, meyve, yoğurt, kahvaltı..Çocuk yoğurt haricinde herşeye itiraz eder oldu bir süre sonra. Dışarı çıkarken ben strese giriyorum. Yok yemeği yok meyvesi yok osu busu derken evden çıkmak saatler sürüyor. Üstüne üstlük o yanıma aldıklarımdan 3-5 kaşıktan fazla asla yemiyor. 

Biraz daha büyük bir kızı olan arkadaşım bir gün ‘Şimdiki aklım olsaydı kesin baby led weaning yapardım’ dedi. Yaa dedim öyle mi? Baksana küçük Hüsamettin gibi bütün gün dizlerimin üstünde kızın peşinde geziyorum yemek yesin diye dedi. Arkadaşım beni ikna etti. İyi ki de etti. Halbuki kitabı okuduğumda da çok ikna olmuştum. İnsan işin içine girince tam bir geleneksel anneye dönüşüyor onu anladım. Azcık daha, azcık daha diye diye çocuğun ağzına yemekleri tıkmaya başlamışım ben kendimden haberim yok..Eve geldim. İnternetten araştırdım. Kitabı birkaç gün arayıp bulamadım. Eve yardıma gelen kadıncağız sağolsun bulamayacağım bir yere kaldırmıştı yine. Tesadüfen buldum. Bir akşamda okuyup bitirdim. Ve ertesi gün başladım. 

image4

1 aydır yapıyorum. Kendimi öncesi için resmen suçlu hissettim. Yine sebzeleri, meyveleri organik pazardan alıyorum ama onun tutarak yiyebileceği büyüklüklerde kesip pişirip veriyorum. 

Bebeğime güvenmediğim için kendime çok kızdım. Gerçekten çocuk ihtiyacı olan şeyi yiyormuş zaten. Zorlamaya gerek yokmuş. Tabi ilk günden önüne koyar koymaz hart hurt ısırıp yemiyor. Koyduğunuz yemeklerin %90’ı yerlere iniyor. Mıncıklanıp eziliyor. Kulağından yumurta parçası, parmaklarının arasından yeşil mercimekler çıkıyor. Ortalık savaş alanına dönüyor onu baştan söyleyeyim. Ama inanın gerçekten değiyor. Artık yemek zamanlarımız o kadar mutlu, o kadar eğlenceli geçiyor ki anlatamam. Zaten yöntemin amacı 1 yaşına kadar olan süreçte bebeğin karnını doyurmak değil. Bebeğin yiyeceklerle tanışması. Farklı tat ve dokulara aşinalık kazanması vs. Çocuk zaten ek gıdayla tanıştığı 6-8 aylık dönemde hala ihtiyacının çok büyük kısmını anne sütünden veya formül mamadan alıyor. Belki formül mama verenler bir an önce katı gıdaya geçsin de formül mama azalsın diye düşünüyor olabilir ama bu çok yanlış bir yaklaşım. Çocuğun sindirim sistemi henüz o kadar miktarda katı gıdaya hazır olmuyor. Katı gıdalar anne sütü ya da mama kadar yoğun besleyici madde ve kalori içermiyor. Küçük bebeklerin de mideleri küçük olduğundan sağlıklı bir gelişim için konsantre, kolay hazmedilebilir kalori ve besleyici maddeye ihtiyaç duyuyorlar. Bu da anne sütü veya mama demek oluyor. 2003 yılında İngiltere’de artık katı gıdaya başlamanın en düşük resmi sınırı 6 ay olarak belirlenmiştir. 

Öncelikle ben bu bloğa bu yazıyı yazıyorum. Siz beni büyük ihtimalle tanımıyorsunuz. Fakat şu kadarını söyleyebilirim çocuk ve bebek bakımı konusunda ciddi araştırmalar yapıp çok kitap okuyup, çok gözlemliyorum. Bu yönteme başladığımda sadece bahsettiğim kitabı değil bu yöntemle ilgili yapılan çalışmaları, araştırmaları, makaleleri de okudum. Bu yazıyı yazmaktaki amacım eğer kafanızda bebeğin kendi kendini beslemesi ile ilgili soru işaretleri varsa, kararsızsanız sizi motive etmek veya bu yöntemi hiç bilmiyorsanız sizi tanıştırmak ve teşvik etmek. Çünkü ben bu yönteme geçtiğim zaman bebeğimin ne kadar mutlu olduğunu gördüğümde kendime baştan beri bu yöntemi uygulamadığım için gerçekten çok kızdım. Sağda solda 6 ay civarı veya biraz daha büyük bebeği olan anneleri gördüğümde bu yöntemden bahsediyorum artık sürekli. Hali hazırda uygulamaya başlamış veya uygulamayı planlayan birçok anne ile tanıştım.

İlk katı gıda yeme deneyimi bebeğin sonraki yıllarda yemek vakti ile ilgili hissedeceklerine etki ediyor ve bu yüzden bu vaktin eğlenceli hale getirilmesi çok çok önemli. 

Benim şu zamana kadar Kaan’a bakarken evhamlarımdan kurtulmak istediğim zaman düşünme yöntemim şöyle oldu:

200 yıl önce yaşasaydık nasıl olurdu veya 500 yıl önce? Bebek kendi odasında mı yatardı benim yanımda mı? Benim yanımda. İlk insan gibi düşünmeye çalışıyorum hep 🙂 bu yanında yatma konusu herkesin kendi tercihidir tartışmaya da açıktır, başka bir yazıda yazmayı düşünüyorum ama ben emzirdiğim süre boyunca Kaan’ı yanımda yatıracağım. Dışarı çıkarken mesela, ay çok soğuk çocuk üşür zihniyetini anlamıyorum. Üşüyecek de terleyecek de. İlk insanlar napıyordu arabaları mı vardı, kaloriferleri mi vardı? Kaan doğduktan sonra minicik bir insan yavrusunun içinde ne kadar güçlü bir hayatta kalma, hayata tutunma azminin olduğunu gördüm. Örn. ilk günler acıkınca çılgınca ağlaması. Yani öyle bir düzen ki herşey mükemmel işliyor. Hamileyken karnınızda oluşan o koyu renk çizginin bebeğin doğduğunda annesinin memesini bulsun diye oluştuğunu biliyor muydunuz?  Farklı yerlere saptı yine yazı ama burdan bile çocukların aç kalmayacağı sonucuna varabiliriz.

Neyse sonuç olarak ilk insanlar gibi yaşasaydık püre de yapamazdım kaşığımız da olmazdı vs diyerekten bu işe giriştim. Ayrıca internette bir sürü ikna edici video, görsel vs bulabilirsiniz. İnsan görünce gaza geliyor. 

image8

Öncelikle uyarayım tek bir dezavantajı var. Ortalık mahvoluyor. Mümkünse mutfakta halledin bu işi diyeceğim ama ailece çocukla masaya oturmanız lazım. Yani bebeği kendi yemek saatlerinize dahil edeceksiniz. Mutfak büyükse şanlısınız. Bizimki değil. Salonda yiyoruz. Ortalık savaş alanı. Başka dezavantajı yok. Yemekten sonra çocuğu komple mama sandalyesiyle banyoya sokmak en iyi çözüm 🙂 Bunun için IKEA mama sandalyesi tavsiye edeceğim. Hem az yer kaplıyor, hem uygun, hem çocuk etrafa hakim oluyor, hem komple çocuğu banyoya sokarsınız. Kayınvalidemin evine IKEA almıştık. Çok rahat ve temizliği çok kolay. 

Ayrıca başta bebeğiniz hiçbir şey yemeyebilir. Haftalar sürebilir. Elleriyle mıncıklayıp, oynayıp yerlere atabilir. Ama yemekleri bu şekilde tanıyacak.

Yemekler ziyan olmasın diye mama sandalyesinin altına temiz bir plastik örtü serebilirsiniz. Oradan alıp yine bebeğin önüne yiyecekleri koyabilirsiniz.

En çok merak edilen konu-Bebeğimin boğulma riski var mı? 

Hayır boğulmuyor. Kitapta en çok değinilen ve bu yöntemi uygulayan annelerin en çok değindiği nokta bu. Boğulmak ve öğürmeyi birbirine karıştırmayın. Çocuk boğazına kaçacağını hissederse öğürerek hatta bazen kusarak o besini çıkarıyor. Bir gün Kaan sebzeli pizza yerken koca bir karnabahar parçasını ağzına aldı sonra öğürerek çıkardı. Sürekli o öğürme hareketi oluyor. Çocuk onu yapa yapa boğazından gıdaları kendi çıkarmayı da öğreniyor. Böylece duruma aşina oluyor. Hep sıvı veya püreyle beslenen çocuklar bir anda sofra yemekleriyle tanışınca bu duyguya pek aşina olmadıklarından boğazlarına bir şey kaçtığında kendileri çıkarma konusunda çok tecrübesiz oluyor ve panik olabiliyorlar. Bebeğinizin öğürme sırasındaki yüz ifadesini görüp korkmayın. Baştan bu konu hakkında bilgi edinirseniz siz de rahat olursunuz, bebeğiniz öğürünce panik olmazsınız. Fakat yine de BLW’de çocuğu asla yemek ile yalnız bırakmıyorsunuz. Hep yanında olmanız ve gözünüzün üstünde olması şart.

En çok merak edilen ikinci konu-Bebeğim doyar mı ? 

0-1 yaş döneminde anne sütü bebeğin vitamin, mineral, protein, yağ, su v.s. ihtiyaçlarını karşılayan tek kaynaktır. 4-6. aylarında bebeğin kilo artışının yavaşlamasının doğal olduğunu ve ek gıdalara başlamak için sebep olmadığını bilmek gerekir. Bu dönemde önemli olan bebeğin ek gıdayla tanıştırılması değil, onun her istediğinde anne sütü veya formül mama ile beslenmesidir. Erken ek gıdaya başlama, özellikle anne sütü yerine verildiğinde, bebeğin besin kalitesini düşürür.Özetle bebeğiniz hala anne sütü veya formül mamayla besleniyor olacak. Katı gıdalar sadece tanışmak için veriliyor. Amaç bebeğinizin 6.aydan sonra yavaş yavaş farklı tat ve dokularla tanışması. Unutmayın her bebeğin ek gıdaya hazır olma zamanı farklıdır fakat bu zaman kesinlikle 6. aydan önce olmamalıdır. lllturkiye.org/…/anne-sutu-alan-bebeklerin-ilk-yl Bu linkten La Leche League’in sayfasındaki çok yararlı bulduğum yazılara da göz atabilirsiniz. Anne sütü ile değil de formül mama ile besleniyorsa bebeğiniz yine aynı kurallar geçerli!

Müdahale yok ! 

Bu yöntemde çocuğa asla hiçbir şekilde müdahale etmiyorsunuz. Bugün doğru düzgün bir şey yemedi hadi azcık ben yedireyim yok. Ben de içimdeki geleneksel Türk annesini durdurmakta çok zorluk çekiyorum bazen. O fırlatıp attığı tüm yiyecekleri alıp tattırmak istiyorum ‘Ama bak bu çok güzel!’ diye. Ama yapmıyorum. İlk başta haftalarca yememesine hazır olmanız gerekiyor. Yemediği yiyeceklerde ısrarcı olmamanız gerekiyor. Aradan birkaç hafta geçince tekrar deneyin. Kaan 7.5 aylıkken başladı ve yaklaşık 10 gün sebzelere hiç dokunmadı. Zaten sebze pürelerini de sevmiyordu. Sonra bir Pazar kalabalık bir grupla yemek yerken Kaan bir anda havuç, rezene ve patates yemeye başladı. Çok sevindim. O gün bunların haricinde pirzola ve elma da yedi. Yedi derken yanlış anlamayın. Çocuk hapur hupur silip süpürmüyor. Birer ikişer ısırık gibi düşünün. Zaten midesi yumruğu kadar. Bu detay da aklınızın bir köşesinde bulunsun. Aç kaldığını düşünmeyin yani.

image3

Yoğurt ve Çorba meselesi

Bu yönteme başladığımda en çok aklıma takılanlardan biri de yoğurt meselesiydi. Yoğurdu kendim mayalıyorum evde. Peki kaşık tutmayı bilmeyen bebek yoğurdu nasıl kendisi yiyecek veya çorbayı nasıl içecek? Orda devreye siz girebiliyorsunuz. Ben kaşığa yoğurdu koyup Kaan’a gösteriyorum. O eliyle kaşığı tutup ağzına götürüyor. Bu şekilde o istemeyene kadar devam ediyoruz. Ben kaşığı hala ucundan tutuyorum. Ama yönlendirmiyorum. Sağa sola dökülüyor, üstüne başına dökülüyor ama yapacak birşey yok. 6-7 ay sonra çok rahat edeceğimizi biliyorum. Çorbayı da aynı şekilde veriyorum. Tabağın dibinde kalanlarla oynamasına izin veriyorum. Yoğurt kasesini alıp kafasına dikiyor, sağını solunu ısırıyor, yalıyor. O kadar mutlu oluyor ki yemek yerken bu herşeye değer bence. Yemek saatlerinde aramızda oluşan gerilim sıfıra indi. O da ben de çok mutluyuz. Keşke 6. ayda başlasaymışım diyorum hep ama zararın neresinden dönsem kar. Dışarı çıktığımızda da çok rahatım. Yanımda elli bin tane tabak çanak gezdirmiyorum. Gittiğimiz yerlerde haşlanmış sebze veya et istiyorum onun için. Veya geçenlerde sebzeli pizza yedik beraber. Meyvesini alıyorum yanıma. Bir kaç tane atıştırmalık kuru kayısı vs. Onlarla da oyalanıyor. Restoranlarda kalabalıkta saatlerce sıkılmadan mama sandalyesinde oturuyor. Çünkü yemek artık onun için birşeyleri deneyimleme, oyun oynama, yeni şeyler keşfetme zamanı. 

image10

2004 yılında  The American Dietetic Association’da yayınlanan Developmental Milestones and Self-Feeding Behaviors in Infants and Toddlers adlı çalışmada 4 aydan 24 aya kadar çocuklar izlenmiştir. Kendi kendini besleyen bebeklerin (7-14 ay arasında), kendi kendini beslemeyenlere oranla daha fazla enerji verici ve besleyici yiyecek yediği tespit edilmiştir. Bebekler aynı zamanda kalori, protein, karbonhidrat, yağ, çinko, magnezyum, folik asit, vitamin B6, B1 ve B3 alımı açısından karşılaştırılmış ve bu değerler kendi kendini besleyenlerde daha yüksek çıkmıştır.

image11

Bu yöntem aklınıza yatıyorsa doktorunuza danışıp mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum.

Sevgiler